در دیدار با سر اسقف اندریا Ayetullah Ramazani: Akılcılık ve Sorumluluk Eşliğinde Maneviyat Şia’nın Tekididir

چهارشنبه, 28 دی 1401

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri, Piskopos Andrea ile görüşmesinde şunları dile getirdi: Ne yazık ki günümüz dünyasında sahte, uydurma ve sapık ruhaniyetin ortaya çıkışına şahit oluyoruz ve akılcılık ve sorumluluk eşliğinde maneviyat Şia’nın tekididir.

Ayetullah Ramazani: Akılcılık ve Sorumluluk Eşliğinde Maneviyat Şia’nın Tekididir

Ayetullah Ramazani: Akılcılık ve Sorumluluk Eşliğinde Maneviyat Şia’nın Tekididir

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Resmi Haber Sitesi - Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri, Gürcistan’da bulunmaktan ve Piskopos Andria ile görüşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirmenin yanında, önce dinler arasındaki birliği ve dinler arasındaki ortaklıkları ele alarak şunları söyledi:

Temel olarak tüm dinlerin özü tek bir meseledir ve bu “insanlığı mutlak gerçeğe davet”tir, çünkü tüm ilahi dinlerin elçileri aynı kaynaktan feyiz almış ve yararlanmışlardır, dolayısıyla onlara saygı gösterilmesi akli ve şer’i olarak zorunludur.

Şii ve Ortodoks arasındaki ortak noktaların varlığına atıfta bulunan Ayetullah “Rıza Ramazani” sözlerini şöyle sürdürdü: Birinci ortak nokta, kelimenin tam anlamıyla maneviyata dikkat edilmesidir. Ne yazık ki günümüz dünyasında sahte, uydurma ve sapık maneviyatın ortaya çıktığına tanık oluyoruz. Şiilerin vurguladığı şey, akıl ve sorumlulukla birlikte maneviyattır. Bu önemli konunun gelişmesiyle adalet ekseninde adil bir dünyanın gerçekleşmesine zemin hazırlanacağına inanıyoruz.

Elbette Batı’da da maneviyat var, ama daha çok sorumluluk karşıtlığı ve sorumluluktan kaçma türündendir. Sorumluluk üstlenme yani bir insanın ilahi emir ve Hz. Hakk’ın karşısında sorumluluğunu kabullenmesidir. Diğer yanda insanın diğer insanlara karşı sorumluluğu ilahi düzene dayanmaktadır. Bu nedenle, Masum İmamların (a.s) sorumlulukla ilgili öğretilerinin birkaç yönde olduğuna inanıyoruz: Birincisi kişinin kendisiyle iletişim, ikincisi başkalarıyla iletişim yani sempati duygusu ve üçüncüsü Allah ile iletişimdir.

İslam’da sorumluluk konusu o kadar önemlidir ki, İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse geceleyin beşeri işleri düzeltmeyi düşünmeden uyursa, gerçek Müslüman değildir.” Dolayısıyla zahiri Müslüman ile hakiki Müslümanın varlığına şahit oluyoruz. Gerçek Müslüman, davranış ve eylemlerinde sorumlu olup Allah’ın emirlerine dayanan kişidir. İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Hata bir gayrimüslim bir Müslümandan yardım istese de gücü yettiği halde cevap vermezse gerçek Müslüman değildir.” Bu nedenle, bu konu İslam Peygamberinin (s.a.a) öğretilerinde özel bir öneme sahiptir.

Bugün maalesef insan hakları adına insanları ezen bir akımın iktidara gelmesi üzücüdür. Dolayısıyla dinî liderlerin insanlığın tamamının ıslahı doğrultusunda hem ifşa ve hem ıslah konusunda etkili olacakları ve rol ifa edecekleri anlaşılmaktadır. Şia ve Ortodoksluk arasındaki bir diğer önemli ortak nokta ise şeriat ve yapılması ve yapılmaması gerekenlere dikkat edilmesidir. Şeriattan ve ideolojiden uzaklaşmak aslında Allah’ın emrinden ve Hz. Hak’tan uzaklaşmak demektir.

Günümüz dünyasında ateizm tartışması liberalizm tartışması altında gerçekleşmiştir, bu nedenle İran İslam Cumhuriyeti sistemi buna şiddetle karşı çıkmakta ve hiçbir şekilde bunun İslam Cumhuriyeti sistemine girmesine izin vermeyecektir. Gerçekte Ehlibeyt (a.s) kabulleri esasınca büyüleyici ve aldatıcı kelime ve kavramlar yoluyla toplumlara nüfuz etme gayretine dayanan “yenilik ötesi sömürü” fenomeni karşısında direnmek şekillenmiştir.

Bu görüşmede Ayetullah Ramazani, başpiskoposun 90’nıncı doğum yıldönümü ve faaliyetinin 45. yılını kutlayarak, gelecekte Şii ve Ortodoks arasındaki yakınlık nedeniyle özellikle dini konular başta olmak üzere ilişkilerin genişlemesini ve çeşitli alanlarda rol ifa edilmesini umduğunu ifade etti.

Başpiskopos Andrea, Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri’nin Gürcistan’da bulunmasından ve bu toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek İran’ın iki ülke arasındaki tarihi ve köklü ilişkilerinin önemine değindi ve Gürcistan ile İran İslam Cumhuriyeti’nin Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi yönündeki politikaları, özellikle Rusya’nın Gürcistan’a saldırısı sırasında İran büyükelçilerinin bu konuda oynadığı role şükran ve takdirlerini dile getirdi.

Keza Başpiskopos Andrea Hristiyanlıkta sorumluluğun önemini ela aldı ve insanın hem fiziksel hem de ruhsal yönleriyle ilgilenmesinin önemine işaret ederek, insanın Allah’a karşı sorumluluk duygusunun azalmasından duyduğu memnuniyetsizliği ortaya koydu.

Başpiskopos Andrea, Mesih’in Allah ve insanlara dostluk ve sevgi gibi iki temel emrine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: Ne yazık ki günümüz dünyasında bazı insanlar ateizme ve dinsizliğe meyletmiştir ki, bu durum insanların ahirette kaderinin Allah’ın elinde olduğunun farkında olmadan Allah’a karşı sorumluluk duygusunun azalmasına neden olmuştur. İnsanlar her zaman eylemlerini haklı çıkarabilirler, dinin kulları olarak hata günah işleyebiliriz ama aradaki fark şu ki biz günah işlediğimizi biliyoruz, ama dinsizler ve ateistler bunun farkında değiller.

Ne mutlu sizlere ki, ülkeniz komünist rejimi yaşamadı, böylece toplumunuza ilahi öğretileri ve kılavuzluğu kolayca enjekte edebildiniz. Ama ne yazık ki toplumumuz, Sovyetler Birliği dönemindeki komünist rejimin olumsuz etkilerinden sonra, bize her zaman dayatılan insan hakları kisvesi ile yeni bir ateizmin doğuşuna ve uygulanmasına tanık olmaktadır.

Başpiskopos, 45 yıllık faaliyeti boyunca her zaman toplumu doğru yöne yönlendirmeye ve Gürcistan toplumunu komünizm rejiminin tehlikeleri ve yıkıcı tehditleri ve ateist ideolojisi ve yeni ateizm hakkında bilgilendirmeye çalıştı.

نظر دهید

شما به عنوان مهمان نظر ارسال میکنید.

تماس با ما

موضوع
ایمیل
متن نامه
6*2=? کد امنیتی